Her sokakta berdüş bir melek vardır
Buna eminim
Ve meleklerin bakır kaplı cezvelerde
Günah kaynatıp
Dökmeden yerlere
Sabahlara kadar gezdiklerinden de adım gibi eminim.
''Bir kadın vardı
Melek gibi demeye dilim varmıyordu
En güzel melek yarışmasında iki cezve almıştı
Ve taşıdığı günah
Şarapta bekletilmiş bir temastı uzuva..'
Tanrının böyle garip bir huyu vardı.
Hangi dinde yer alsa melek,
Hayat bulmacasında
Beş harfli günah taşıyanı sormadan edemezdi tanrı
Bu yüzden
Melek beş harflidir
Ve günah taşır ezelden beri...
Kesik günahları yazmazdı deftere tanrı,
Kesinleşmiş günahları bile göz ardı edebilirdi
Ama affetmek neye yarardı ki sonra...
Zaten
Affettiğinde bile unutamıyordu .
Affetmek tarihin gördüğü en büyük yalandı
Melekler şahitti,
Tanrı kesik kesik günahımsıları
Görmezden gelirdi..
Görmezden gelmek
Ezeli bir duruştu tanrı için
Sırça köşkte melek üretmekten arda kalan zamanlarda
Asosyal melekler yapmaktan zevk almak gibi garip bir huy
Meleklere cezvelerde katışıksız günahlar taşıtmak gibi bir eylem
Ve kadınların ezasını saf şaraptan damıtarak yaratmak
ki
Azmettiricilik gibi bir durumu
Dokunulmazlık gibi bir açıklamaya bağlamak
Ve
Dokunmadan anlayamamak gibi bir olguyu
İnsana bahşetmek gibi
Diğer garip bir huyu vardı tanrının...
Cezve ağacından düşen
Maun kaplamalı cezveler olmalıydı cennette
Cennet olmalıydı
Ve aynı ırmakta iki kere yıkanma fikri
Tanrının aklına gelmeliydi önce,
Tanrının en büyük düşü cennet
Sadece bir cezvenin daldan koparılması ile
Son bulmamalıydı insan beyninin
Yalıtık mekanlarında....
Meleklerin etekleri zil çalıyor
Günahsızlıktan,
Ya et giydir ölümlü yap
Ya da
İntiharda payına düşeni gör tanrım
Melekler adına....
Her gün bir meleğin kendini vurup
Sabah olduğunda cezvesini arıyor..
-melekler için intihar, ipekten bir dokunuş için kendinden geçmektir
bunu iyi biliyorsun....-
Dilimiz dimağımız kurudu
Her gün bir kadını meleğe benzetmekten
Artık
Görmelisin tanrım.