Delicesine akan ırmaklar ters akıntılı denizler
Sütuna benzeyen beden,nar kırmızı benizler
Bin bir renkte çiçekler,gül fesleğen nergizler
Koyunlar kuzular,beyaz tiftiklerin diyarına vay
Ağrının,Süphanın,Erciyesin daha nice dağların
Bir uçtan uca yemyeşil mor sümbüllü bağların
Sazların telinde,türkülerin dilinde akan çağların
Karacaoğlanın,Pir Sultan Abdalın diyarına vay
Görmez gözü ile Kuranı ezbere okuyan dillerin
Onsekiz belikli saçların,anadan doğma kellerin
Ayası katmerleşmiş toprak kokan öpülesi ellerin
Hafız Kâninin,Yunusun,Mevlananın diyarına vay
Kırk yıllık uğraşı boşa giden,kırk günde erenlerin
Ömründe yüz yılı çoktan aşıp beş nesil görenlerin
Nesilden nesile kalacak sayısız eserler verenlerin
Çırakların,aletsiz ustaların,Sinanların diyarına vay
Edirneden Karsa kadar karış karış Anadolum
Ecdat yadigârısın taşın toprağına kurban olurum
Seni korumak şerefim uğrunda seve seve ölürüm
Selçuklunun,Osmanlının,M.Kemâlin diyarına vay
Nasıl vurgunum,Tanrıdan sonra en çok sevdiğim
Her yerini köşe bucak bir bir görmek için evdiğim
Ceyhanın mısralarına sığmaz,satır satır övdüğüm
Babamın,benim,çocuğumun,torunlarımın diyarına vay