Anadolum
Delicesine akan ırmaklar ters akıntılı denizler
Sütuna benzeyen beden,nar kırmızı benizler
Bin bir renkte çiçekler,gül fesleğen nergizler
Koyunlar kuzular,beyaz tiftiklerin diyarına vay
Ağrının,Süphanın,Erciyesin daha nice dağların
Bir uçtan uca yemyeşil mor sümbüllü bağların
Sazların telinde,türkülerin dilinde akan çağların
Karacaoğlan'ın,Pir Sultan Abdal'ın diyarına vay
Görmez gözü ile Kuran'ı ezbere okuyan dillerin
Onsekiz belikli saçların,anadan doğma kellerin
Ayası katmerleşmiş toprak kokan öpülesi ellerin
Hafız Kâni'nin,Yunus'un,Mevlana'nın diyarına vay
Kırk yıllık uğraşı boşa giden,kırk günde erenlerin
Ömründe yüz yılı çoktan aşıp beş nesil görenlerin
Nesilden nesile kalacak sayısız eserler verenlerin
Çırakların,aletsiz ustaların,Sinan'ların diyarına vay
Edirne'den Kars'a kadar karış karış Anadolum
Ecdat yadigârısın taşın toprağına kurban olurum
Seni korumak şerefim uğrunda seve seve ölürüm
Selçuklunun,Osmanlının,M.Kemâl'in diyarına vay
Nasıl vurgunum,Tanrı'dan sonra en çok sevdiğim
Her yerini köşe bucak her an görmek için evdiğim
Ceyhan'ın mısralarına sığmaz,satır satır övdüğüm
Babamın,benim,çocuğumun,torunlarımın diyarına vay
H.paşa&1992