Gözyaşlarım kadar tanıdığım şehrime döndüm,
Çocukluğumun şişmiş bezeleri kadar tanıdığım.
Döndüm buraya işte - durma, iç artık
Irmak boylarındaki fenerlerin balıkyağını.
Katranla karıştığı güne yumurta sarısının,
Bu aralık gününe alışmaya bak.
Petersburg! Hayır, ölmek istemiyorum daha!
Defterinden silinmedi telefonumun numarası.
Petersburg! Saklıyorum yazdığım adresleri,
Onlar duyuracak bana ölülerin sesini.
Karanlık bir eşikte oturuyorum; zil,
Etinden sıyrılmış zil şakaklarıma vuruyor.
Kapı zincirlerinin paslı demirine dokunarak
Sevgili konukları bekliyorum bütün gece.