Kayaların üstünde ürperen yayla gülü
Tutukluyuz arafta: bütün eylemler ölü!
Dağlar bir kartal gibi silkinirken derinden
Şehirler esrarını uçurmuş ellerinden
Ufkun şahdamarını keserken efsun-ışık
Hazlar metropolünde bütün ruhlar sıkışık!
Mefisto serencâmı, aldatan tayf-mekân
Oluşlar tufanına renk-buğusu camekân
Hasretler ilkyazında ne ki bu filiz-kıran?
Kar altında papatya çığlığımı haykıran!
Rahmet dönencesinde dört-yanım sahra kumu
Niye dûalar değil, kâbus böler uykumu?
Nevbaharlar sürgünü, çöllerde yorgun atım
Yürü yürü eksilmez, bin yıl uzar sıratım
Ey esrik tütsüleniş.. bilirim söneceksin
Bu âfet-kuruntudan melâle döneceksin
Göğün uçurumunda uçuşan ışık-tozlar
Eşyanın ötesini yansıtan yakamozlar
Gönlüm kırkikindide kuşkulardan münezzeh
Sana gül&bana ağla: Rabbim istemişse..eh!