Sanki şiir-burcundan âşk ve ışık akıyor
Sanki ulvi bir âteş kandilleri yakıyor
Sanki bütün suretler aynaya resmedilmiş
Sanki göğün esrarı cihan mülkünü silmiş
Sanki Nâs duasını ezberliyor karınca
Sanki çığlık kopacak gün sabaha varınca
Sanki düş-kumaşını yırtıyor yarasalar
Sanki ölümsüzlüğü öğretiyor yasalar
Sanki kuşluk vaktinde dağlarda kurt uluyor
Sanki çölün Mecnûn'u, Leylâ'sını buluyor
Sanki sâba faslını fısıldıyor nehirler
Sanki gül yağmuruyla arınıyor şehirler
Sanki eleğimsağma kuşatmış dağı-taşı
Sanki kutlu bir sefer öncesinin telaşı
Sanki esir sûfîler hu çekiyor derinden
Sanki göç hazırlığı, gün doğmadan, erinden
Sanki bir kuş ordusu uçuyor mâverâya
Sanki Nuh'un gemisi yanaşıyor karaya
Sanki levh-i mahfuza kaderler yazılıyor
Sanki kûn hitabının hikmeti seziliyor
Sanki hüküm-saati işliyor sessiz-suskun
Sanki arşı bürümüş, tarifsiz, aşkın-efsun
Sanki tekrarlanıyor Sâd ve İsra sûresi
Sanki tavaf halinde dönüyor yerküresi
Sanki gizli bir niyaz buzdağını deliyor
Sanki tüm münâdiler esenlik müjdeliyor
Sanki Sümeyye gibi bu çağın öleni var
Sanki arz ve semada diriliş şöleni var
Sanki vedâ-gecesi, üzüntünün, elemin
Sanki öte-çağrısı yüceltilmiş Kalem'in
Sanki yenileniyor ne varsa söze dair
Sanki çözmek üzredir oluş sırrını şair!