Trenler geçer istasyondan
İşçiler yolları yapar
Yollardan insanlar geçer
Asık suratlı
Ve güle oynaya
Lojmanlarda birileri oturur
Şurada çocukluğum aklıma gelir
Trenlerin vagonlarını sayışım
Ve yolcuları selamlayışım
Şu yalınayak, yırtık elbiseli göçebe çocuk
Çadırlardan gökyüzüne dolan bebek ağlayışı
Bana bir şeyler özletiyor
Ben onlar gibi değildim
Ayağımda ayakkabım vardı
Elimden annem tutardı
Saçlarım taranır
Elim yüzüm tertemiz
Elbiselerim pırıl pırıldı
Sayı sayardım birden yüze
Ama ben de öylesine çocuktum
Kentliydim babam da işçi
Emeğine ve alın terine karşılık
Sevincimizi mutluluğumuzu alırdı
Yaşamayı seviyordum
Onun da şikâyeti yok
Belli o da seviyor
Belki ben yalınayak dikenlerde yürüyemezdim
O da benim gibi ayaklarının bağını
Çözüp bağlayamaz her saat