Önce korkunç azaba kahra gömülüyorum
Sonra en büyük affa uğrayıp gülüyorum
Çatlıyor da mezarım dışa vuruyor beni
Terazi Rüveyda'ya divan kuruyor beni
güneş aktı, ay söndü parçalandı yıldızlar
Rüveyda şimdi burda sen varsın, gözlerin var
Beyaz tüller içinde ruhun sarıyor beni
Sahibisin bu eşsiz muhabbet sarayımın
Mağrur yükseliyorsun uluların katına
Huriler imreniyor sonsuz saltanatına
Elime tutuşturup kalbinin kadehini
Sevgini şarap gibi sunuyorsun Rüveyda
Çiçek çiçek kalbime doluyorsun Rüveyda
Acı yok, intizar yok eskide kaldı hasret
Ömrünü tamamladı endişe, korku, hayret
Buz ve köz tarih oldu
Geçti zaman ve mekan
Zaman biziz, mekan biz
İmkansıza yok imkan
Ömrün ne sonundayız, ne de henüz başında
Otuz üç yaşındayız, hep otuz üç yaşında
İçim sensin bu ilde, dışım sensin Rüveyda
Rüveyda,
Ben sendeyim sen bendesin Rüveyda
.