nurettin aksoylu '
Göğsünde Hançer Saplı
İkindi güneşi dağın eteklerinde gezinirken
Acı poyraz ıslık çalarak yürekleri dağlıyordu
Kar yoktu ayaz dudakları ta ortadan yarıyordu
Gözlerinin yaşları göz pınarlarından süzülürken
Kaderin derin çizgileri üzerinde donuyordu
Hayatın sır anlamı rüzgar önünde savrulmak mıydı
Yoksa oyun çocuğu denen yaşta gelin mi olmaktı
Merkep sırtında ilerlerken patika yol arasında
Zalim yılların hatıralarına nasıl dalmalıydı
Tülbent altında zümrüt saçın aklarını düzeltirken
Bir damla yaş düştü doğan yedi çocuğun üzerine
Koyun sürüleri uzaktı,merkebi dehlemeli derken
Garip bir gülümseme belirdi hayatın üzerinden
Dağın yamacında ki üç odalı taş evi saraydı
Kumarbaz koca yüzünden hacizler rahat bırakmazdı
Koca eve ayda bir gelir,kocaya surat olmazdı
Hizmet en alasından,hesap bir türlü sorulamazdı
Seferi hayatın en güzel anlamı yaşarken çile
Bülbül anlatsa idi gül,gülistan da gelirdi dile
Halılar dokunurken nakışların anlamı hep çile
Üste birde kuma geldi mi hayat sana güle,güle
Konuşan diller suskun,kınalı eller artık nasırlı
Göz pınarları kuru,koca yürek ezelden sabırlı
Bilirim ki cennet ayaklarının altında sıralı
Bahar kokularınız Züleyhanın sırlarında saklı
Sevda kadının yüreğinde,göğsünde hançer saplı
Nurettin Aksoylu