o nasıl bir deniz öyle
göz kamaştıran gök ve yalaz
ve yaklaşan güz.
elleri nasır sürgün düşlerin
ve yorgun yüreklerde bir dolu sır.
deniz üşürken uzaklarda
yaşamak yeniden
bir deli umarsızlıkla.
tren nasıl da acı öter
nasıl alır getirir uzakları
uzaklar ki özlem, yosun, duman
çılgınlıklar gelir akla ziyan
rüzgara yaslanıp açıp pupa yelken
bir kitabın önsözü gibi hevesle
koşmak, tutunmak bir gülüşe
tutunmak ümitsizce.
derken kış,
soğuk geceler uzar artık
uzar koyu karanlık
türlü türlü öyküdür gölgeler
kervanlar korku endişe yüklü
yorgun küflü serinlik
ve batık bir kayık gibi
sokulduğumuz derin sessizlik.
antik bir şehirdir artık geçmiş
kirli sokakları bomboş
düşmanlıklar, yitik dostlar, aşklar
ve yıkılmış tapınaklar.
deniz üşürken uzaklarda
yaşamak yeniden
bir deli arsızlıkla.