Kırılmış dişlerde siyah ağrılar gibi
çıplak bedenlerde terleyen elbiseler gibi
bu kaçıncı yıldız üzerimizden kayar gibi
asırlar asırlar geçiyor
büyümüyoruz
büyümeden ölüyoruz
çok ölüyoruz çok
Duymuyor musunuz
atom, hidrojen, misket, korku derken
gözlerim duymuyor musunuz
utancım patladı
hâlâ nasıl bakabiliyorsunuz
Şarabın günahından ne de
cehennemden kaçtığım yok
görmek istemediğim sadece
aynaları kırın yeter
görmeyin kendinizi bende
ne olur huzur içinde öleyim
böyle olmaz, böyle değil
Gün bir yerlerde arsız
günlüğünden habersiz
karanlık, karanlık, çok karanlık
negatif resimler gibi
yıkanmamış henüz, kirli
simsiyah gölgeleri
yüzümde beyaz bitti
Yol üstü kerhanelerinde babalar akıyor irin rengi tuvaletlere
çocuklar annesiz doğuyor
yüzlerce insan teri
çiş üstüne çiş
kokuyor çocukların nefesi
dişleri gıcırdıyor makinelerin
sıkma kendini
sıkma kendini
Bu kaçıncı yıldız üzerimizden kayar gibi
asırlar asırlar ölüyoruz
çok ölüyoruz çok...