Her yüz kabulü parçalanmayı çağıran eliaçıklık, ama,
Yüzüm yanındadır seninkinin, sırlı camın değerbilirliğinde,
İmgeleriz birbirimizi içsel yakarıyla, bilirim.
Sakınmayla ertelediğimiz, gecikmiş an,
Kurtulsun dilerim kuşkudan; sorusundan gerçek mi, gerçek mi?
Budur çünkü kesen elleri, göğümüzü şaşırtan,
Alıkoyan yağmur kokan otlardan bedenlerimizi.
Budur sorgulayan özdeş isteklerimizi, bağlansın mı, bağlansın mı bebekliğe?
İçinden geçmeyi seçerken bir durallığın,
Ürkünç devinimine zincirlenme korkusu; o esriten kızıl değişimin.
Şimdi gözyaşı ve endişe küplerini gizliyor aşk, kanadında.
Bilemediğimiz ayin, şarkılarını bekletiyor dil için!
Kaçtığımız her kare duvarına ekleniyor
yuvarlak avlunun, üçgenleri yok ederek sonunda tutsak edileceğimiz!