Renkleri çıkarmayı beklemiştim,
Bir ilişkinin renklerini,
Anılardan süzerek dolayına getirmeyi.
Şimdi uçuk da olsa, yüz yüzeyiz.
Geçmiş ağırlığının somut ton ayrımları,
Sevinçten çok acıdan dokunmuş çocukluk giysileri,
Onların uçurumlu renkleri, belirsiz kıvrımları,
Seni örtüyor, beni örtüyor,
Alıkoyuyor [geceselden] bundan böyle,
Günden ise...
O her zaman uzaktı!
Aşağılık belirtileri sahipliğin, birleştirdi
Ne geceyi ne gündüzü.
Kölelik yetişemedi aralık paylarına sevincin.
Bilincin boz yüklerini attıkça omuzlarımdan
Şimdi solduruyorum canlarını taşkın kırmızının
Yeşil çoşkunun.
Geriye mavi bir taş, belirsizlikler taşı,
Hüzünlü kabuk kalıyor yine!
Dönemiyorum artık ezinç bilgisiyle sınırı dürülmüş
Geçmiş renklere; böyle karşı karşıyayım geri çekilen
Farkın ağıdıyla!
Gölgesi; renklerin uçurumlarından koyaklanan
Belirsiz kıvrımları giysilerimizin,
Seni örtüyor
Beni örtüyor.
Alıkoyuyor geceselden bundan böyle.
Günden ise...
O her zaman uzaktı!