HIRSIZ HASAN
Bir kere düşündü Hasan
İki kere düşündü Hasan
Sonra Develi'nin Künye köyünden kalktı
Kayısı ağaçlarının çiçek açtığı bir günde
Yolun üstüne dikildi
Yolun üstünde Hasan
Şehre doğru yürüyordu
Saati sordu kendi kendine
Cevap veremedi Hasan
Meselâ beş olmalıydı saat
Saat beş olunca
Sabahın uyanma vaktiydi
Sabahın uyanma vaktinde
Yaşama elle tutulur gibiydi
Eh dedi Hasan
Demek elimi uzatsam
Yaşamak
Bizim sarı öküz gibi geliverecek
Elini uzattı Hasan
Yaşamak biraz öteye gitti
Biraz daha biraz daha
Derken
Yaşamak şehre indi
Durur muydu ya Hasan
O da şehre girdi
Yaşamak bir şehrin kapısını çaldı
Kapı açıldı
Hasan da kapıyı çaldı
Kapı duvar kesildi
Yaşamak yaşamak diye bağırdı Hasan
Yirmisinde bir kadın pencereden baktı
Yaşamak nerde dedi Hasan
Kadın dudağını büktü
Bir düşündü Hasan,
İki düşündü Hasan,
Sonra kalktı kahveye gitti
Akşama kadar kâğıt oynadı
Sabahın uyuma vakti geldi
Ortalık karardı
Ortalık kararınca
Hasan o eve gitti
Yaşamak dedi yavaşça
Yaşamak
Sesi açıkta kaldı Hasan'ın
Üşüdü
Hasan sesini aldı boşluktan
Hohladı ısıttı
Sonra koynuna koydu
Usulca duvara tırmandı
Damın kapısını açtı
Üçüncü kat
İkinci kat
Birinci kat derken
Yaşamanın olduğu yere vardı
Elini uzattı Hasan
Yaşamak biraz öteye gitti
Biraz daha biraz daha derken
Ayağı bir halıya takıldı
Ondan sonrasını bilmiyor Hasan
Vurdular eline kelepçeyi
Candarmalarda insaf ne gezer
Koydular Hasan'ı mapusaneye
Hasan dışarı baktı
Yaşamak duvarın dibindeydi
Elini uzattı Hasan
Yaşamak biraz öteye gitti