anlardan o an,
en umulmadık yer,
en beklenmedik zaman.
ve burnunuzun dibinde
yeniden koklanıp
hayat bulan
koklanası
yosun tutmuş kokular.
koklandıkça renklenen,
renklendikçe canlanan
siyah beyaz kokular.
temmuz sıcağında
yosunlar arasında,
istasyon...
kasabanın piknik yeri.
kavak altında
kırmızı bir bisiklet,
üç tekerli.
gölgede
demlenen semaver.
yanıbaşında,
tıka basa dolu
şekerleme yapan
hasır piknik sepeti.
soğuk derede,
saatini bekleyen karpuz.
anasonla sarmaş dolaş
boynu bükük
sabırsız yeni rakı,
yan yatmış.
gara girmeye hazırlanan trenin
düdük sesi...
ağlayan çocuklar..
etrafta
hep o tanıdık,
koklanmaya hazır
yosunlaşmış kokular.