Denizin kör, yıldızların sağır vaktinde
Sarıla asıla saçlara gir penceresinden
Gizli kulesine
Al kollarına dualarla kirpikler kavuşmadan
Yapıştır tenini tenine, bir tanrı edasıyla
Nefesler birleşsin dudakların kor alevinde
Sözleşsin ruhlar yüreklerin gizemli sesinde
Bir el, keman eşliğinde bir el piyano tuşlarına basarken
Bedenlerin senfonisi coşsun
En dip koyaklara giriş çıkışlarda
Boz bulanık nehirler aksın susuz kalmış ovalara
Nadasa unutulmuş topraklar sürülsün umutlarla
Buğdaylar yeşersin, boy versin pamuklar
Çırılsıklam olmuş iki işçi korlansın yangına
Hasat zamanlarında
Ve bembeyaz pamukların ellerle valsinde
Samanla buğdayın ayrılığına gülsün doğa
Yeniden doğuşa
.