Hüzünle karışık
bir umut var içimde.
sensizliğin hüznünü,
yeni bir günün
seni getireceği
umuduyla bastırıyorum
Can Sevgili....
Her doğan gün
yeni bir umut,
yeni bir bekleyiş...
Sana kavuşacağım güne
bir gün daha
yaklaşmanın mutluluğu....
Acaba diyorum
kendimi mi avutuyorum?
Yaşadıklarıma bakıyorum
bir film izlerce...
Geçen onca yılın verdikleriyle,
olsa gerek karamsarlığı
kısa bir an da olsa
içimde yaşamadan edemiyorum...
Nedensiz ayrılıklar,
terk edilmeler
nasıl koyar insana...
Bırakıp gitmeleri,
gidenlerin ardında
bıraktığı çaresizlikleri,
kalan gri özlemleri
ben bilirim en iyi...
Gidenler her keresinde
ateş gibi çöker yüreğime.
Yıllar geçse de
hiç bir yağmur yetmez
içimdeki buruk ateşi
küllendirmeye...
Yanlızlığıma
alışmaya çalışırım
günlerce, hatta senelerce...
Bulmak için teselli
hüzün şiirlerimi
tekrar tekrar okur,
yazarım yenilerini..
Cezayir menevşesi gözlerimle
tebessüm ederim sadece
sahte de olsa bu gülümseme...
Akıtmam yaşlarımı asla
hüznümü herkesten saklarca
Her şeye iyi gelen,
yaraları iyileştiren
denilen zamanın
hızla geçmesini beklerim
beklerim sessizce....
Bu bekleyişte
ne yağmurlar uğrar,
ne güneş doğar,
ne de yıldızlar parlar
geceme, günüme...
Bu bekleyişte
yaralarım içimde büyüsün
boşluk açmasın
diye çabalarım ha bire...
Bilirim ki,
açılan boşluklarımı açanlar
geri gelseler bile
dolduramazlar açtıklarını,
silemezler yüreğimdeki
kendi izlerini....
Bir gün ansızın
onmayacak sandığım
yaralarım kabuk bağlar...
Griler dağılır,
maviye döner yaşam...
Çok uzaklarda
yeni bir umut bana
uzatır güvenli ellerini
ışığıyla, şavkıyla
beni karşılar
yeni dünyamda....