''Seni ne çok sevdiğimi söylesem de bilemezsin...
Hatıramdan hayalini istesen de silemezsin....''
Gülün kokusunu bize ulaştıran,
havada bulut gibi uçuşan,
gözümüzle göremediğimiz zerrecikler değil mi?
O zerrecikleri hissedersin ama hİçbir zaman göremezsin...
Sevda da öyle
hissedersin,
İçine çekersin,
büyüsü seni sarhoş eder.
Büyülü sevda kokusunun cazibesinden kurtulamazsın.
Zaten kurtulmayı istemezsin ki...
İşte ben seni böyle bir sevdayla sevdim.
Bu büyüden kurtulmak da istemiyorum.
kalan ömrümü bu sarhoşlukla yaşamak sevdasındayım.
.
Gülü koklamak için koparma birtanem.
Koparmaya kalkarsan;
ilkin dikenleri eline batarak, sana direnir.
Koparınca damarlarının özsuyu çekilir.
Yaprakları solmaya, kurumaya başlar.
Sonra da kokusunu göndermez olur.
Üzülürsün.....
' Koparma gülleri, yerinde kalsın...''
Dalında bırak,
Uzaktan seyret,
Uzaktan sev,
Uzaklardan kokla.....
Benim gibi...
Kokusu seninledir her an.
Solmaz,
Üzülmez, kurumaz....
.
Sevgililer sevenlerin gülüdür.
Ona elini uzatmak,
öpmek, sevmek, koklamak,...
bahar ışınlarını yaşamak için yanıp, tutuşurlar.
Ancak ellerini
uzaklardan uzatmaları gerek...
Hissettirmeden, sezdirmeden koklamalı,
Uzaklardan sevmeli,
uzaklardan özlem duymalılar;
kahrolsalar da bu ulaşılmazlığa....
.
Sen de benim nadidem,
eşsiz, biricik gülümsün, bir tanem.
Seni böyle uzaklardan seveceğim.
Erişemeyeceğim uzaklıklardan uzanıp,
öpmeye çalışacağım, düşsem bile...
Uzaklarda şarkımızı mırıldanacağım..
Ben böyle yanmayı seviyorum.
Yanarak uslanmayı seviyorum.
Böylece de yanacağım yıllarca...
Ne kadar dayanabilirsem...
.
Umut vermeye kalkma.
Söyleme sakın.
'Birgün kavuşuruz, belki'... deme.
Vuslat yasak bize...
Biliyorum.
Yarım kalacak, bu türkü de...
Hayallerimde yaşayacaksın,
bir tek gün gerçek olamadan...
Umut verme, birtanem;
sen söyleme bir şey.
sen söyleme...