Ayağında çamurlu lastiği
Başında mor, yeşil yazması
Kalın siyah örgülü saçları
Yüzündeki kırışıklıkları
İle tanıdım Havva Kadın`ı
.
Hastanenin bir köşesinde
Baktım üzümkarası gözlere
Ve titrek, nasırlı ellere
Belli yorgundu, tutmuyordu
Acı, ayrılık anlatıyordu
.
Sordum: 'Derdin ne, neyin var bacım?
Yaşama neden böyle kırgınsın? '`
Sustu, yanıtlamadı soruyu,
Yanaklarından dudaklarına
Süzülüyordu inci yaşları
.
Sordu dalarak: 'Mustafa nerde? '
İrkildim birden o sesle
Sıcakta, soğukta, kar altında
Sırtındaki Mustafa`sıyla
Belli ki çalışmıştı yıllarca
.
Göğüs germişti her şeye
Susmuş, baş eğmişti töreye
Bu güzel ılık mayıs sabahı
Neden bırakmıştı Mustafa`sı
Bilmiyordu Havva, nedeni ne?
.
Ne dost eli uzatan beni
Ne de çare verecek hekimi
Havva istemedi, işitmedi
Hiçbir şey yemedi, içmedi
Kapı ardına öylece çömeldi
.
Akıttığı yaşlar süzüldü sel gibi
Günlerce arttı, eksilmedi
Saklanan umutlar da yitmişti
Gözlerini yorgun yumduğunda,
Mustafa`sı nerde, kimlerleydi?