Gidiyor musun?
Peki, git....
Kapat telefonu, bin arabana,
dönüp bakmadan ardına,
el sallamadan bana
git hadi.
Gönlümdeki seni al.
Gönlümden çıkamazsan,
gönlümü de al,
öyle git.
*
Öyle garip garip bakma bana,
sitem etmiyorum,
evet, seni hala seviyorum
ve gittikten sonra da seveceğim.
Düşünme beni sen.
Düşünseydin hiçbir zaman
bırakıp gitmezdin.
Hadi, git... Durma....
*
Ben mi?
Ben de eski günlerime dönerim,
seni tanımadan önceki günlerime.
Dertleri zevk edinerek,
gurup vaktiyle,
seher yelleriyle sohbet ederek,
yaşarım böyle.
Hadi, git...
*
Yalnız şunu bil ki,
götüremeyeceğin iki şeyin kalacak bende;
birisi hayalin,
kaşların, gözlerin
dudakların, ellerin
yanakların, gülümseyişin..
Diğeri de sevdan.
Bunları alamazsın benden.
Bunların ağırlığını taşıyamazsın sen..
Ne sana,
ne de arabana sığmaz...
Dünyanın bütün taşıtlarını seferber etsen,
bu yükün ağırlığını taşıyamazlar..
Sen de taşıyamadın bu büyük yükü,
sığdıramadın gönlüne,
sığdıramayacaksın da.
*
Hadi, git... Durma.
Hem de sus.
söyleme sakın,
'sen ne olacaksın' deme bana...
Ne olacağımı,
dertlerimle başbaşa kalıp,
hergün seni anacağımı
biliyorsun.
Sus....
Ben 'güle güle' derim,
sen 'hoşçakal' deme,
söyleme sakın,
sen söyleme...