Yaşamın dengesiz okları vurdu
yalnızlığın zirvesinde'
Bir 'ah' yükselir içimde
yankılanarak dağlarımda..
Duman olur, sis olur,
hüzün bulutları olur ardında'.
''Ne gün&ah etse dinmez
kalpteki hicran yarası...''
derken gönlüme,
Bethowen'in ölüm marşı çalmaya başlar birden.
Sevda şarabını başıma diktiğim,
kadehim ikiye bölünür,
ve saçılır yerlere kırık, dökük aşklarım'
Eski çağlarda, yol, iz bilmez bir Leyla olurum '
Sonbaharın kuruttuğu ormanlarda,
ne geçmişimi, ne arta kalan zamanını,
ne de yaşadığı anı önemsemeden ilerlerim bilinmezlere'.
Dertlerimi; derelere dökerim, sığmaz.
dağlara yüklerim, çöker'.
Denizlere atsam, mavi kararır..
Gündüze sarsam, gül sararır,
gecelerse siyahıma ağlar'.
.
Umut ettiklerim, avuntu beklediklerim,
seviyor dediklerim,
gizde saklayıp, yolunu beklediklerim,
ömrümü ikiye böldüler ya;
gülerler halime'
Aslında bilmezler ki,
çingene çadırımı yıktım,
göç hazırlığındayım şimdi...
.
Deme bana sevdiğim, deme;
'her şey düzelir' deme.
Sen sus lütfen.
sen söyleme...