Sesini duyarak geçiyor yıllar,
yüzünü görme şansım bile yok.
Son tren gibi kaçıyor bahar,
kaçan trenlereyse kahrım çok.
.
'Geleyim' diyorum,
gelme, diyorsun.
'Öyleyse, sen bana gel' desem,
'bilmem' diyorsun.
Sanki açıkça 'gülme' diyorsun,
'ağlayıp, gezmek senin şansın' diyorsun.
.
Bizimki aşk değil,
sevda hiç değil.
Biz bilerek avlandık çıktığımız yolda.
Zifiri karanlıkta çıktığımız dağda,
'bir yol göster diyorum';
susuyor, susuyorsun.
Leyla, Mecnun'a ne söylemişse,
ben de sana aynı sözleri dedim.
Seven sevdiğinden ne istemişse,
ben de senden aynı şeyi istedim.
Bilirim, yok benim gönlümün aklı.
Sitemde mi haklıyım,
hüzünde mi haklı?
Maalesef sen,
düşünemedin beni
telli duvaklı...
.
Sevgi vefa ister, özveri ister.
Tapar gibi bakan gözler,
duymak istediği sözler ister.
Emek ister,
mücadele ister, güven ister.
Sana 'bir söz ver' dediğim zaman,
verdiğin yanıtlar ateşle, duman;
saçılıyor etrafımda küller her zaman..
Gerçek bir sevgide kavga olur mu?
Hangimiz aldattık,
hangimiz ihaneti yaşattık?
Hangimiz hile sezinledik gözlerimizde?
Bu nasıl talih, nasıl yazgı böyle?
.
Ne çok sevdiğimi;
çağırsan, koşup geleceğimi bilemiyorsun.
'Seninim' dediğimdeyse,
gülüp geçiyorsun.
'Sen benim olamazsın, aramızdaki dağlar, kalkmaz' diyorsun..
Ben 'sevda bahçesinde yoluna güller derdim' diyorum,
sense 'yoluna serilmem' diyorsun..
Bir sevda böyle mi yaşar?
Gönüller hayalle, düşle mi kanar?
Seven; seve, seve hüzne mi koşar?
Seven, sevdiğini böyle mi salar?
Söylüyorum sana son sözümü,
söylüyorum tüm benliğimi,
bütün özümü..
.
Ben söylesem de,
bilirim ne diyeceğini,
su getireceğin dere
geçecek bini.
Onun için sen sus,
bir şey söyleme...
Hiçbir şey deme,
sen söyleme.