Her insan korkaktır aslında,
Gecenin karanlığında fark edilmemek için
Siyahlara bürünecek kadar…
Ve her insan bir parça yalancıdır,
İçi kan ağlarken
Nasılsın sorusuna iyim diyebilecek kadar…
Değilizdir aslında,
Sadece öyle alışıyoruz ki,
Hüzünden bozma mutluluklara
Hissedemez oluyoruz canımızın acısını…
O mutluluklar ki bir süre sonra,
Başımız dönüyor ve yığılıyoruz olduğumuz yere…
Ardından gerisi bilindik,
Gelsin seanslar,
Depresanlar
Ve yalnızlıklar…
O an insanı tek bırakmayan,
Tek bir ses oluyor...
Başlıyorsun sabahlara kadar konuşmaya,
Ardı ardına sorular,
Yüzsüzleşircesine inatla beklenen cevaplar…
Ve çevrede beliren alaycı gülüşler…
Onlarda haklı,
Kimsenin görmediği
Bilmediği
Duymadığı
Kısaca sadece senin anlaşabildiğin
Biri giriyor hayatına…
Adı mı ne?
Aslında herkesin bildiği
Ama deli damgası yemekten korktuğu için,
Kulaklarını tıkadığı
Gözlerini kör ettiği
Ama asla susturamadığı kendi iç sesi…
Beni bırakma “iç sesim”