Gidiyor musunuz bayım?
Peki ya yüreklerimiz?
Ki yüreğim tutulmuşken yüreğinize delice
Ben nasıl teselli ederim onu gecelerce.
Sadece gitmiyor
Yüreğimi de koparıyorsunuz benden
Durun bayım,
Farkında değilsiniz belki
Siz gitmeye yeltendikçe
Kırılan hayallerimin üstüne basıyorsunuz.
Lütfen bayım
Kaldırın ayağınızı
Bilirim acıtır insanın canını
Hayal kırıklıkları…
İzin verin
Gözyaşlarımla temizleyeyim yaranızı…
Biraz daha kalın bayım,
Sabaha ne kaldı şunun şurasında
Birazdan güneş tam ortasından yırtacak geceyi.
Oturun bayım
Tan ağarsın
Çöpçüler kaldırımların tozunu alsın
Esnaf siftahını yapsın
Oturun işte ALLAH aşkına
Şu gönlümdeki yara
Bir nebze nefes alsın…
Bakın bayım,
Zorla tutacak değilim sizi
Anlaştığımız gibi
Birazdan ayrılığın sokağında
Son bulacak yollarımız.
Hadi mızıkçılık yapmayın
Bakın hayal kırıklıklarımın
Ayağınızda açtığı yara geçmedi hala.
Lütfen girin koluma
Ayrılığın sokağına varana kadar
Eşlik edeyim yanınızda…
Geldik mi bayım yol ayrımına?
Gidiyor musunuz?
Gidin bayım!
Yoo vedalaşmayalım
Hem bilmem ki ben,
Ne söyler insanlar veda ederken birbirine.
Tek bildiğim kendine iyi bak derler giderlerken
Baktım da…
Hep arkalarından baktım giderlerken…
Elbette yanlış anlamadım dediklerini
Sadece her gidende bir parçam kalmıştı yüreklerinde…
O yüzden demeyin bayım?
Kendine iyi bak demeyin bana
Gidiyor musunuz bayım?
O halde siz iyi bakın kendinize
Gitseniz de
Benden kalan
Bir parça taşıyorsunuz artık bedeninizde…
Gidin Bayım
Nasıl olsa
Gittiğiniz her yerde
Üzerine bastığınız hayallerimin
İzini taşıyorsunuz ayaklarınızla birlikte…