Beraber bir yolda yürümeyi göze alamayan o yüreğin
Bunları okumaya dayanır mı?
Her bir harfi tokat gibi
Çarpsam yüzüne
Geçmişe dönüp farkına varır mısın yaptıklarının?
Bir o kadar da yapamadıklarının..
Mesela gittiğimiz yerlerden bahsetsem sana
Sahi yolundaki o çay bahçesi
Hani bana ilk defa gözlerimin içine baka baka
“Seni seviyorum” diye yalan söylediğin,
Ve yine son defa
“Gidiyorum” deyip
Gerçekleri yüzüme çarptığın yer..
Hatırladın mı?
Belki gidiyorum deyişinde yalandır diye
Ben her sabah,tam buluştuğumuz saatte orda oluyorum..
Garson geliyor yanıma ne alırdınız diye soruyor
Çay diyorum,iki çay
Önce tuhaf tuhaf baksa da yüzüme
Sonra getiriyor..
Arada bir yanıma uğrayıp
Arkadaşınız gelmeyecek galiba diyerek
Götürmek istiyor sana ısmarladığım çayı
Yok diyorum çayı genelde soğuk içer,
Soğusun gelecek diyorum
Benim bile inanmadığım bu söze
O inanıp gidiyor..
Sonra çiçek satan o küçük kız geliyor
Ta uzaktan görmüş olmalı ki
Masadaki bardak sayısını
Hızlı adımlarla yaklaşıyor yanıma..
O'da seni soruyor bana
Otur diyorum gelecek,
Çayının soğumasını bekliyor sadece
Deli mi ne? der gibi bakıyor yüzüme
Çocuk işte..
Okuyorsun dimi bu yazdıklarımı
Bu kadar cesaretin olmalı o yüreğinde..
Devam ediyorum o zaman..
Sonra o falcı abla geliyor
Falımıza bakıp,üçüncü bir kişi geliyor hayatına deyip
Yüzümüzü tebessüm ettiren o falcı abla..
O'da bir garip olmuş
Hiç ısrar etmiyor falına bakayım diye..
Ben başlıyorum söze
Bildin abla diyorum! Bildin..
Onun hayatını çoğaltıp
Benim hayatımı eksilten
O üçüncü kişiyi bildin..
İşte böyle sevgili
Ben her gün garsonu kandırıp
Çiçekçi kızı avutup
Falcıyla dertleşiyorum
Unutmadan son defa daha baktı falıma
Yüreğim kabarmış,alev alevmiş..
Sevdiğin şeyleri soğutmayı seversin sen
Hazır sana ısmarladığım çay soğumuşken
Gelip yüreğimi de soğutur musun?