Şimdi uzaktı gözlerine
Kaf dağının ardında kalan
Benim dediği anda kaybolan
Zümrüdü Anka gözleri
Sözleri hıçkırıktı dudağında
Sustu
Karanlık sardı dört bir yanını
İçmemişti neden dönüyordu başı
Yakut kırmızısıydı kanı
Damladı ayaklarının dibine
Kanayan yüreği miydi?
Yoksa güller mi ağlıyordu
Yeniden doğmak istedi
Kendi küllerinin arasından
Kanat çırpsa doruklara
Meydan okurdu belki zamana
Uzatsa ellerini
Sarabilir miydi yüreğini
Öyle çok üşümüştü ki
Isınmalıydı güneşin bağrında
Karanlığı delmeli
Kaf dağına varmalıydı
Esmek istedi ılık ılık
Ve ulaşmak zümrüdü ankanın gözlerine
Uyanmamalıydı
Sarılmalıydı yeniden düşlerine
Sözler bitmeden
Sarmalıydı hasreti yılları yitirmeden…