Dur hele sevdiğim gitmeden dinle
Kırk yıllık sevdayı yakma ne olur
Bu aşkın vefası bitmeden dinle
Ellerin sözüne bakma ne olur
Boynunu bükmeden garip sümbülle
Feryadıma nara şakı bülbülle
Kadife sesinde tatlı dilinle
Ses verip gönlümü yıkma ne olur
Gelmeden kara kış bahar yazıma
Düşmeden hüzünler gönül sazıma
Hiç yoktan gerçeği düşe kazıma
Sevgilim yanımdan çıkma ne olu
Şiirler yazarım kirpik kaşına
Kurban oldum dağın ile taşına
Ömrüm böyle geçti boşu boşuna
Kalbimi yerinden sökme ne olur
Gezinir boranlar hayat selinde
Ağlayan bu kalbim ömür gölünde
Biçare koyupta gurbet elinde
Feleğin çarkıyla bükme ne olur...