Güneş nicedir
Üzgün doğar
Küskün batardı
Bosna ufuklarında
Vahşete inat
Rezalete inat
Üzgün doğar
Küskün batardı
Bosnalı üzgün
Bosnalı küskün
Tepeleri saran Sırp Topçuları
Bodrumlar da yaşama mahkum
Masum insanlar
Güne hasret
Güneşe hasret
Barışa
Huzura
Güvene hasret
Çalılar arasından
Bir yiğit görünür
Ellerinde mavzeri
Yüreğinde umutları
Islak Üniformalı
kan ter içinde
Biran önce
İgman dağlarını
Aşmalı
Saraybosnaya ulaşmalı
Yağmura rağmen
Hiç durmadan yol almış
Yorulmuş
Bir ağaca dayanır
Bir soluk
Bir nefes alır
İki fotoğraf çıkartır
Yanyana getirir
Bir ona
Bir diğerine
Bakar bakar
Güller açar yanaklarında
Savaşı zulmü zalimi unutur
Nerede olduğunu unutur
Oysa hain bir göz
Üzerindedir
Dürbünlü tüfekten
Kanlı eller
Çeker tetiği
Bir üveyik havalanır
Elemle
Kederle
Esefle
Nefretle
Çığlık çığlığa
Zaman durur
Kuşlar susar
Yapraklar küser
Ve bir kurşun
Hain
Zalim Kör bir kurşun
Hedefe yönelir
Öpülesi
Koklanası
Tertemiz alnın
Tam ortasına
Bir çift göz
Bir yürek
Bir ana
Çevirir İgman Dağlarına
Saraybosnadan
Bir ana
Özlem dolu gözler
Süzer İgman'ı
Bir korku
Bir sızı
Kümelenir
Titrer
Sararır,solar
Kalb atışları hızlanır
Ellerini yavaşca
Kalbinin üzerine
Koyar
Bir sızı tarifsiz
Bir yürek ana yüreği
Alnından vurulan
Bahar yiğidi
Ellerini yerde gezdirir
Son bir hamle ile
Fotoğrafı alır
Yetimim yavrum
Dudakları titrer
Allah'ım
Anne kucağı görmedin
Sen açarken gözlerini
O kapadı
Seni getirdi
O göçtü
Yeliz alışamadım sensizliğe
Hayat büyüsünü kaybetti
Gidişinle
Güçlü bir his
Yakın kavuşmamız
Bekle Yeliz!
Sana dağ çiçekleri
Getireceğim.
İgmana çevrili gözler
Ağlar ağlar
Sessiz oturan toruna
Yan bakış
Gözler telaşla silinir
Neyin var babaanne
Ne oldu
Gömer acısını içine
O soruyu sormasın
Ne olur Allah'ım
Babaanne
Babam ne zaman gelecek
Yakında diyemedi
Dili varmadı
Bilmiyorum yavrum
Bilmiyorummmm
Danayamadı
Bıraktı kendini
Hıçkırıklar sokağa taştı
Ağladı ağladı
Kapı çaldı
Senat heyecanla kapıya koştu
Babam babam
İsmail Amcaa ya
Sen miydin
Ne oldu Senat neyin var
Hoşgeldin oğlum
Seni babası sandıydı
Yutkundu İsmail Bey
Gözlerini sildi
Senat'ı kucakladı
Farzet ki babanım
Bir an şaşırdı
Yavaş yavaş gülümsedi
Gözleri parladı
Açabildiği kadar
kollarını açtı açtı
İsmail Beye sarıldı
Babasına sarılır gibi
Bosna dağlarında kalan
Mücahit çocuklarına
Yetim çocuklarına
sarılır gibi sarıldılar
Yediği kurşuna değil
Yetimine yanan yiğit
Bunları görmüş gibi
Gülümsedi gülemsedi
'La İlahe İllallah Mühammedün Resülüllah'
Dedi tasasız başını koydu
Toprağı avuçladı
Yelizine dağ çiçekleri
Beyaz zambaklar koparttı
Ötelere götürmek üzere
Gözlerini kapattı.