Deniz yosun kokuyordu..
Ben,
Sahil boyunda yalnız yürüyordum.
Dalgalardan çıkan su damlacıkları
Yüzüme vuruyordu.
Bir çift martı uçuyordu-görüyordum.
Cebimde, buruşmuş son mektubun vardı.
Bir de güleç yüzlü, ufacık resmin..
Özlemin beni aşmıştı,
Hasretliğin bir o kadardı...
Dudaklarımı resmine sürüyordum.
Kıyıda,
Balıkçıların söylediği bir şarkıda çağrılandın.
Kahırdan ölüyordum..
Bu kaçıncı gün, kaçıncı haftaydı
Yanımda yoktun.
Fuarda bir başıma dolaştım sonra...
Kahkaha aynaları bile güldüremedi beni.
Palmiyeler altında seni bekledim-gelmedin...
Gelemezdin.
Oturduğumuz çay bahçesinde
Yudumlarken çayımı..
Zehir zıkkım içiyordum-bilemezdin.
Bilemezdin, nasıl içim burkulmuştu.
Nasıl ezık ve kırıktım.
Bütün sevdalılar diyorum bize benziyor,
Biz de onlara...
Aramızdaki dağlar, yüzlerce kilometreler..
Özlemlerimizi, hasretliğimizi üretiyor.
Sonra,
İletilen bir mektup..
Gülümseyen bir bebek kart postalı..
Sevmeye,
Yaşama isteğine itiyor..
Acılara karşı diretiyor.
Dağlar aşılıyor, kilometreler tükeniyor.
Mutluluğun bilincine varıyoruz.
Sevinçleniyoruz.
Diyorum ki:
Bütün sevdalılar bize benziyor..............