"O geldi" derdi pencerenin perdesi
Ayak sesinizden önce
Hiç olmayan bir eylül getirirdi elleriniz
Anlamaya dair bir yıldız takardı mevsimlere
İstanbul'dan yalınayak bir yeşildiniz
Sonra
Taşa kazınmış bir isimle bakardık gözlerinize
Aklımızda suretinden sual olunmayan bir resim
Ve kum saatine çakılan nehir
Mahşerin ortasında bir göle rastlamak gibiydi
Sürgünlüğümüze merhem olan neşteriniz
Sonra siz
Ağır ağır şiir okurdunuz dağılan bulutlarla
Göç etmek ölümlü bir zamana ertelenirdi
Bütün renklerinizi söylerdi şehirleriniz
Bir çocuğa sarılır gibi sarılırdık harflerinize
Kelebeğin kanatlarını boyamak gibiydi ezberleriniz
Hep var olan bir eylül bırakırdı avuçlarımıza
Güneşe dağılmadan şair yüreğiniz