Bir şubat ayazında çıktığım yolculuğa,
Yapayalnız devam ettim yıllar boyunca.
Düşe kalka öğrendim desteksiz ayakta durmayı.
Güzel havalarda şarkı söylemeyi, ıslık çalmayı,
Yağmurda ıslanmayı…
Seninle değişti güzüm, baharım.
Tuzum, ekmeğim, aşım.
Soluduğum havam, yudumladığım suyum,
Yol arkadaşım.
Bütün yollar E-5 değil cancağızım,
Yollar dar, yollar uzun, yollar çıkmaz.
Yollar soğuk, yollar karanlık.
Ayağıma çarık oldun, sırtıma aba
Yorulduğumda asam oldun, dayandım sana.
Kimi zaman taşlar vardı yollarda,
Kimi zaman uçurumlar.
Taşları yuvarlayıp uçurumları aştık
Zorlar bile kolaydı birlikte, buna biz de şaştık.
Yokuştan inerken bir de baktık ki;
Saçlarda gümüş teller, kucakta güller.
Karlar kapatsa da yollarımızı,
Dikenler kanatsa da kollarımızı,
Değdi doğrusu toplamaya bu eşsiz güller.
Çekilen bunca zahmet onlar içinmiş meğer…
Artık çok yoruldum ömür yol arkadaşım,
Bak havlu attım.
Senin adımların iri, benimki küçük, yetişemiyorum.
Yollar bitmez ama ömürler biter.
Al, bak biletime yol arkadaşım.
Bak ta söyle bana:
'Bu yolculuk daha nereye kadar birlikte sürer? ”