asfalt çukurlarını
dolduran ayak izlerinde
debelendi şehir
çürüdü veda
çığlığın bölündüğü yerde
inatların kaktüsünden
geçer zaman
ateşten küle göçerken
elma şekeri
kaybolan düşler
buluta asılan gözyaşları
yitirir çığlığı
sesin teli zamanla kısalır
dizdeki yara sızlar
kırılır içinde bardak
kırılır kalp
incinir yağmur
sözcükler intihar eder
uzayan şehir ölçer
örüldü yüreklerde odalar
birbirimizin sokaklarından geçtik
kayan ömürlerdi
uzayan tırnaklar gibi
sözlerimizi keserken tamir ettik
ikibinyirmi