güle sevdalı
acı veren ne varsa
dikenin kuralı
dertsiz açılan kapı yok
yaşamın ortasında
kırılmayan ayna arama
dalgalar derinleştikçe
renkler solar
…
uzun bir hıçkırıkta
sınanarak yürümek
içini çeke çeke
dünyan büyür
nefesini kesen
yokuşlarda
yıldızları seyreden
narın neşesinde
incire asılı düş
titretir ayı
avucunda serçenin
haylazca uçuşunu özledi
irkilen avuç
…
kısaldı ömür uzadı saç
çıktı çekmeceden
gökyüzüne açıldı
kelebek kanadında ölüm
zamanın kazdığı hendekten
çıkan çığlığın sesi
çevirisi olmayan dildi
…
uyuyan dünyan
rûha dokunan
suyun serinliğinde uyanır
saydamdır cam
ikibinyirmibir