düşsel atların
yükü sırtında gülüşleri
kâğıttan gemilerin
açtığı yelkenlere
asılır yaşamdan sahneleri
kaç tahta atı sürüyor
sazın telleri
soyunurken hüznünü
tıkırdatıyor yıldız taşlarını
sabah kendini doğuruyor
direniyor rüzgâra
yürüdüğü yol
karanlığın üzerine
katıyor güneşini
alıştırarak kendine doğru
tutuyor savrulmadan
rüzgâr ellerini
ikibinyirmibir