karanlık bir aydınlık
gümüş renginde kuyu dibinde
içinin fazlasını
taşıyamamaktan sızan
dağıldı odaların sokağında elleri
tülleri rüyâlarını bölüştürdü
boşluklara kazılan çukurda
çözdü denizi kalp
şahlanan atı tuttu
doldurdu turnalar yaprakları
bir düşünce aldı
seni oraya koydu
ömründen kalan narlar
elleriyle dağılan
sözlerinin buğusunda
yankılanıp toplayan
şifreli esti rüzgâr
uçuştu inatla
ikibinyirmi