Artık Ankara'daydı
Sevdiği şehirde,
En güzel günlerinin geçtiği
İlk kez rakı içtiği
Sevdiğini sevdiği
Ve terk edildiği
Şehirde.
Asfalt yollarda yürüyordu
Artık.
Başı açık kadınlar
Görüyordu.
Yanlışlıkla biri çarpsa
Dönüp özür diliyordu,
Artık Ankara'daydı
Ve
Güzel şey uygarlık
Diye düşünüyordu.
Ve artık şarka gittiği gün kadar
Genç değildi
Ve hala
Komiserdi.
Yürüyordu
Düşünceler kafasında...
Kafasında
Ne kadar özlediği vardı
Sevdiğini,
Ankara değişmişti ama,
Yinede buldu.
Sevdiğiyle ilk kez
Burda rakı içmişti,
Artık,
Ne sevdiği vardı yanında
Ne kendisi aynı bakıyordu
Hayata....
Bir taraftan seviniyordu
Bittiğine şark hizmetinin,
Bir taraftan üzülüyor
Dertlerinin bitmediğine
Memleketinin.
Eski günler hatırına
Aynı masada
Yine rakı istedi,
Garson değişmişti
Ama
Rakı yine ayın rakıydı.
Kendisi değişmişti
Ama
Ankara yine Ankara'ydı.
Yan masada el ele çift
Ötekinde sarmaş dolaş
Sevgililer ne de güzel
Gülüyordu...
Seydo oğlu Ömer geldi
Aklına
1960 doğumlu.
Acep şimdi Urfa cezaevinde
Ne düşünüyordu.
Pişmanmıydı acaba
Bacısını kestiğine
Pişmanmıydı,
Kaçtı diye sevdiğine.
Bunları görse Seydo oğlu Ömer
Bunları da kesermiydi acaba..
Seydo oğlu Ömer
1960 doğumlu
Katil....! ....
Hiçbir zaman rakı içemeyeceksin
Ankara'da,
Bunu bil....
Ankara'da Sakarya'ya gidip de
Hiç olur mu rakı içmemek,
Yaz gününde akşam üstü olup da
Hiç olur mu Tunalı'da gezmemek.
Artık Ankara'daydı
Şarka gittiği gün gibi
Genç değildi
Ama
Hala komiserdi.
Ve
Eskisi gibi içemiyordu
Ve,
Çiğ patlıcan yiyen çocuğu
Düşünmeden edemiyordu
Ve en sevdiği patlıcan musakkayı
Artık yiyemiyordu.
Artık genç sayılmazdı
Ve hala komiserdi.
Bazen İstanbul'u özlüyordu
Hasta anası hala
Yolunu gözlüyordu,
Pek bir şey yoktu hayattan beklediği.
Silahına borçlanmıştı bir kere
Kurtulmuştu pusudan
Artık genç sayılmazdı,
Yorgun gözleri vardı
Dargın gözleri.
Çok yaralamıştı onu
Sevdiğin sözleri
En çok da gördükleri
En çok da
Çiğ patlıcan yiyen çocuğun
Gözleri.
Eskisi gibi içemiyordu artık
Dördüncü rakısını bitirmeden
Kalktı masadan
Ağır ağır adımladı Ankara'yı,
Sarhoş olmuştu
Rakıdan değil
Tasadan....
Genç sayılmazdı artık
Ama hala komiserdi
Ve,
Kim olursa olsun o'nun yerinde
Sevdiğine küserdi.
Dalgındı
Dargındı
Yorgundu.
Hıçkırıklı bir ağlama duydu
Yanından geçen.
Döndü baktı,
Bir boyacı çocuk ağlıyordu,
Peşinden gitti
Durdurdu çocuğu,
Çocuğun gözyaşları
Yanağından süzülmüş,
Saçları sıfır numara
Elleri incecik ve boyalı..
Sesi titriyordu.
Ve
Çiğ patlıcan yiyen çocuğa
Ne kadar benziyordu.
O ağlamasın da
Kim ağlasınmış,
Bütün gün kazandığı
Parasını kaybetmiş.
Tam tamına 39 bin liraymış.
Çocuk hıçkırarak ağlıyor
Komiser dalgın,
Ne çok benziyor bu çocuk
Çiğ patlıcan yiyen çocuğa.
Komiser genç değil artık, yorgun.
39 bin liraya ağlıyor bir çocuk
Ankara'da,
Çiğ patlıcan yiyor bir çocuk
Urfa'da.
İkiside aynı yaşlarda....
Komiser üzgün
O da çok ağlamıştı
Tam bu yaşlarda.
Komiser dalgın
Komiser ağlamaklı
Komiser artık Ankara'da
O artık uygarlığın ortasında
Ve;
Bir çocuk daha var kafasında
1993-Ankara
.