I
Saçları dağılmış bir ana
Kimlerden yana
Ne yöne döndüğünü bilmedim
Ne selamı var ne sabahı
Ellerinden saçtığı sözlerini
Saçlarında toplayınca bir ana
Gözlerini kör ediyor adamın
Adamın ve hayatın gözlerini.
Tanita'nın şarkısı kızılderilidir
Ama sesi amerikalı
Bir yokuştan iner gibi tanita
Hafif, uçarı
Sokakta bir adam çırpınıyor
Kırık kanatla
Gözlerine parmağını sokuyor.
Bir anne kuduruyor
Topuklarını vuruyor habire yere
Bir adam gülümsüyor
Durup durduğu yerde.
Ah bulsam seni içim dışım çöl
Hergün sana bir dilek diliyorum
Adını dilimin ucuna dikiyorum
Haykırıyorum sesim ulaşmıyor
Aramızda bir metre yetmiş santim
Bir tabut duruyor.
Yolculuğa çıkıyorum
Tanitanın saçlarını tarıyorum.
II
Benim sevdiğim kadının
Etekleri uzundur
Hayat ancak avuçiçlerinden fışkırır
Benim sevdiğim kadının her yanı deniz
Sevdiğim tüm kızları martı.
Ölüm sağlığına kavuştuğunda
Özgürlük bir beste doğruyor ondan
Bir anne kuduruyor bayım
Saçlarını topluyor
Beni vuruyor dişlerinin beyazlığıyla
Tanita'nın şarkısını söylüyor.
Tüm bunlar benim değil
Yağmurun suçu
Düştükçe toprağa toprak kokuyor
Ben şimdi etekleri deniz kokan
Bir şehre koşuyorum.
III
Düşeceğim
Göğe deyince başları ağaçların
Bir sıtma nöbeti gibi
Sarsılacağım bir gece rüzgarın eliyle
Şarkı mırıldanan ağzım yok olacak
Yarım bir somunu
Sıcak bir yatağı düşlediğim gibi
Ve karanlık beni
Hançerleyecek her yanımdan.
Ey yüce şefin ulu manitusu
Duy beni
Kayır beni
Biliyorum elim varmıyor
Mezarımı kazmaya
Şefin çadırından iki ak tüy çaldım
Karaya boyadım
Biliyorum düşeceğim
Göğe atılan oklar yere düşer sonunda
Donunda şarkı söyleyecek gözlerim.
Kim bana yorumlar elimdeki yazgıyı
Kızıl bir derinin üstüne çizilen sesini gönderir
Rüzgarı, çölü ve totemi
Ulu tanrım
Bana bir şarkı öğret
Toprak kokan tanita'ya adayacağım belki.
Ulu tanrım
Bana günümü düşlet
Denizi eteklerimden boşaltacağım
Avuç içlerimde tuttuğum koru güneşe atacağım
Soluk benizlileri kardeş sayacağım
Savaş baltamı toprağa gömeceğim.
Bu şarkıyı tanita'ya adayacağım
Heyhat!