Kıskanç
Güneş haremi sandı ağaçları,
Biliyor kendine muhtaçları,
Rürgârdan ay'a doğru eğildi ağaç başları
Kıskandı güneş önüne yığdı bulutları,
Salıverdi yıldırımları,
Yakın yakın şu ağaçları.
Yıldırım istemedende olsa çok hafifte dokunsa,
Tutuştu narin dalları,
İmdat diyordu çıtırtıları,
Riyakâr rüzgâr üflüyordu ama,
Ya tamamen söne ya yok ola,
Orman canlıları çığrışır halâ,
Kül altı çorak topraklarda.
Nefes alamıyordu dünya,
Cahillerinde yardımıyla,
Tüberküloza karmıştı yaa.