Ruhumun inceliklerinde bir kesik hissettim bu sabah…
İrkildim ve yine sana uyandım,
Sanırım yine gün doğmamıştı ve ben günü yine gece sanmıştım…
Senin olmadığın günler bir türlü sabaha kavuşamıyor.
Ben bir türlü yıkamıyorum ördüğün duvarları. Sonuca ulaşırsa bizdeki bu sevda masalı,
O zaman ilk sevgi sözcüğü darağacına asılmalı…
Başladığım her cümlenin sonu gelmiyor, bazen yarıda kesiliyor kelimeler, bazen ise sonu gelmez bir cümleye bağlanıyor. Amacım sadece yazmak değildi aslında! Kimi zaman bir şeyler anlatmak, kimi zaman anlatamadıklarımın arasında kaybolmak…
Bazen yanımdaki insan en uzağım olabiliyor! Bazen ise en uzaktaki yakınım… Kimi zaman yanımdakine dert yanardım. Bazen ise uzaklara bağırıp yanımdakinden kaçardım.
Bu aralar tam tersi oluyor. Yani yanımda birileri varken gönül uzaktakini arıyor! Ne sevgi arıyorum bu zamandan sonra, nede aşk kırıntısı.
Sanırım karnım doydu bu seviyorum menülerine. Her oturduğum aşk kafesinde biraz daha kazıklanmış hissi uyandı gönlümde.
Aslında bu aralar sadece şunu istiyorum; yoldan geçen ve benimle hiçbir alakası olmayan o anlamsız kişiyi durdurup bütün derdimi anlatmak. Hem içimi rahatlatmak, hem de beni anlamayan birine daha içimi kusmak… Ne istediğimi bilmiyorum galiba şu sıralar…
Mustafa Hazırcı