Nitekim, ansızın leylâk kokuları sinmiştir gönlümüze
Leylâk bahçelerinde ümitsiz bekleyişler kalmıştır bize...
Bakmayınız çok utanırım, başımı kumlara gömerim
Gülmem, gülseniz bile, konuşmam, lütfen susunuz
Gölgeniz benimdir hep, sonra onulmaz yokluğunuz
Aynanıza sır, örümcek ağlarına hayallerinizi örerim...
Leyl yalnızlıklarımda ak düşlerim olursunuz
Çiy düşer kirpiklerime, toprak kokar ellerim, leylâktır derim
Rüzgârlarla sürüklenir, kulağınıza ulaşır sitemim
Koşmayın, usulca kollarıma gelin, fakat yorgunsunuz...
Geçtiğiniz yerler leylâk bahçesi, üstümde leylâk büyüsü
Bilinç ya da bilinç dışı, ne oldu ki her anımda hep siz?
Bir dalgınlık, bir şaşkınlık, bir uyku hali, ki yersiz
Bilemezsiniz, aşkınızdı yakamdaki o leylâk süsü...
Nitekim, içimiz bahardır, leylâk kokularından esrimiştir başımız
Sizi düşlemekten, leylâk rengine dönmüştür gözyaşımız...
Mustafa Erçin