Kaçıncı ayrılışımız bilmiyorum
Ama bu sefer farklı oldu.
Ne kavga, ne öfke vardı aramızda
Sanki, salkım söğüt türküsüydü sularda
Sanki, bitimsiz rüyaydı uykularda...
Kaçıncı veda edişimizdi bu?
Yaban güllerin haykırışı vardı masada
Bir gül rahatsız etti ilk defa beni
Öfke saçıyordu rengi vazodan...
Ve o gül kurulup kalmışken oracıkta
Bir de bana, bir de can evime
Uzanmışken hoyratça;
Uğurluyordun beni allayıp pullayıp;
Dilerim düşersin dengine!
Yüreğin var ya yüreğin
Dilini ağır cezaya verecek biliyorum.
Gönderdin bir meçhule, postaladın
Çok şükür bu yaralı ceylanı,
Bu söz dinlemez sevdanı...
Gözün aydın olsun!
Mutluluklar diliyorum!
Benden kurtulabilirsin,
Kurtuldun hem de çok kolay.
Ama, ya kalemimden,
Ya mısralarımdan kurtulman olanaksız
Hep seni ve aşkımızı yazacağım...
Evet param yoktu, varlığım
Bana bile yetmiyordu.
Ancak, gönlüm tıka basa doluydu
Seninle sende kalsaydım
Deprem mi olurdu?