Her insan, her insan birazcık deli
Ben sana deliyim, hem de zırdeli.
Hep seni görürüm ne yana baksam
Hep seni ararım gittin gideli...
Gittin gideli ne haldeyim,
Sorsan bir, arasan bir; ne olur...?
..............Hasret dağlarının Ferhatıyım
...........................Tek sana, tek sana sevdalıyım...
Her insan, her insan birazcık aşık
Ben sevdanı saran çılgın sarmaşık.
Yıktım duvarları, bahçeyi, çiti
Bu sebep yüzünden başım dolaşık...
Işık...
......Işık...
..........Işık...
...........Sonsuzluk türküm, bitmeyen ışık....
Yoksun işte, yoksun yanımda, canevimde
Özledim nefesini, sesini
....................Dava açtım mevsimlere
.......................Kışların kapısındayım
....................................Firardayım....
Her insan, her insan düşkün paraya
Ben sana düşkünüm, bak şu yaraya
Olmazsa derdime derman gözlerin
Döner deli gönlüm yıkık saraya...
Varlık sen, yokluk yine sen
Ötesi sadece boşluk,
.................Yosun gözlerinle bir bak istersen...
.....................Acılarımla başbaşayım;
...........................Işık* hızıyla sana koşayım
..................................................'Gel! ' dersen...
Her insan doğduysa, mutlak ölecek
Ölsem sevdan ile kim ne bilecek..?
Kırıp aynaları, durgun suya bak
Gözlerin benimle orda gülecek...
Gülüm,
..........Gülüm...
...................Gülüm...
..............Ve sana kavuşmaksa ölüm
......................Dünden razıyım her şeye, hazırım inan..!
.............................Gece yarısında suya indiğinde bir ceylan
.................................Mor menekşe buselerle avuçlarına
....................................Avuçlarına düşeyim; mutlu olurum o an...
.............................................Bitsin bu zulüm,
................................................................Gülüm,
....................................................................Gülüm...
...........................................................................Gülüm...
10 & 11. Ocak. 2006
******************************************************************
(*) Not. (Buluşma) adını verdik bu nazım türüne işte dostlar.
Hece şiiri ile serbest şiirin buluşması...
Burada;
Hece Vezinli mısralarımız 65=11 hece ile dokunmuş olup;
kafiye düzeni de (a & a &-& a) (b & b &-& b) (c & c & - & c) (d & d &-& d) şeklinde olup; BULUŞMA' da rahatlığı temin maksadıyla 'mani' türünü özellikle seçtik. Buluşma noktalarını da ses tonlamalarıyla renklendirmeye çalıştık. Serbest mısralarımızı alabildiğine serbest bırakırken de ses ve iç ahenk'i gözden kaçırmamaya gayret ettik. Tekerrür sanatından istifade ettik.
Böylece hece-serbest kavgasını bu bayramda sona erdirmiş olduk biz...
E hadi, ne duruyorsunuz? İşte örnek dostlar....
Denemeye ne dersiniz?
(*) Işık- kelimesi Ahmet Erdem kardeşimin armağanıdır. (Atom hızı) demiştik. Duygu İmparatorumuz şair Ahmet Erdem'in görüşleriyle (Işık) yaptık dostlar...
(**) Yakında yeni NAZIM şekilleri ve türleri' ni sunmaya çalışacağım. BULUŞMA adını verdiğimiz bu nazım şeklini, başta şair Harun YİĞİT kardeşim 'İstanbul' şiirinde ve bir çok şair kimi şiirlerinde denemiştir. Ama bizim yaptığımız bunu sistematize edip bundan sonra sunacağımız NAZIM ŞEKİLLERİ ile yeni bir AÇILIM sağlamaktır. Zira, maksadımız Türk Şiirine yeni nefes alanları açmaktır dostlar. Yıllardan beri üzerinde çalıştığımız hususlardır bunlar. Saygılarımla...