Dostlar birer birer çekilip gitti
Sana baktım diye şafaklar attı,
Hasret ikimizi böyle ağlattı
Salkım söğüt oldun, müncer gibisin. (müncer:Eğilen,sürüklenen)
Her gece, her sabah aklımdasın sen
Yorgun seneleri siliyor neş'en
Sürç-i lisan etsen, yanlış söylesen
Kabahatin olsa pancar gibisin.
Zaman kervanıyla geçip asırca
Sevgiyi kalbime serdin hasırca..
Bir ömür çıkılmaz sandığım burç'a
Bayrağını diken Sencer gibisin.
Balkonuma konan nazlı güvercin
Beynime busenle vuruver perçin.
Dedin mi geçen gün? De Allah için:
'Üç köyün delisi Tuncer gibisin...'
İçimden, dışımdan, yanı başımdan
Nefesin tütüyor ekmek-aşımdan
Söyle ne istedin yorgun döşümden?
Bağrıma saplanan hançer gibisin...
-II-
Sesini duyarım kuşlar uçtukça
Yüzünü görürüm güller açtıkça
Senden uzaklarda hep dolaştıkça
Kırılır, darılır, incir gibisin.
Ilık bir meltemim, yel olup essem
Hatırandır diye saçından kessem
Ne kadar gizlesem, ne kadar sussam
Göğsümün solunda sancır gibisin.
Ruh kökümü gör yukardan in de
Yazılıdır adım ev ödevinde,
Ayaz gecelerde sevda evinde
Bahara açılan pancur gibisin.
Kara bulutları dağımdan tepen
Dostluk yağmurunu içime serpen
Gönül ağacımda güneşi öpen
Tadından yarılan incir gibisin.
Dal ucumda türkü söyleyen ışık
Nice umutları sallayan beşik
Güzeller güzeli, çılgın sarmaşık
Boynuma dolanan zincir gibisin...