Herkesin doğduğu bir yer var elbet!
Bu Zağgi de benim doğduğum mekân;
Hakkel, helâlinden doyduğum mekân!
Bu kadar sevmeye hakkım var elbet.
Bir şey söyleyemem; hakkım yok belki!
Güzellik denen şey nasıl bir yorum?
Ağacı bile yok; bak görüyorum!
Diyenler de sanki, haklıdır belki!
Fakat, düşünürüm, Cennet'i bile
İdrak edemeyip, hor gören olur;
Tasvirden öteyi görmeyen olur,
Ahreti bilmeyen O'nu ne bile?
İşte, biliniz ki, aynen, öyle de:
Ağaçsız görünen bir köye Rabbim;
Baharîn, görenler derki: Yârabbim!
Bu ihtişam akıl koymadı bende.
Mayıs çiçekleri görmeye mahsus!
Envâî sınırsız, İlâhî eser!
Cennet'ten mi gelir? Bir de, yel eser!
'Gör de öl' derler ya: Zağgime mahsus! ..
Zaten, bütünüyle Vatanım Cennet!
İster, Bodrum'da ol, istersen Van'da;
İster, gurbetlerde, hatta, Revan'da;
Zağgimde olmaksa: Canıma minnet!
Tasvirimi acizime vermeyin!
Kalemim acizdir O'nu tasvirde.
O'nu zikrederken, siz beni, bir de:
Kendisiyle konuşurken dinleyin!
Bilmezsiniz; ben ne hissediyorum?
Yar Göze'den kanıp, serinlenirken,
Gevrik ağaçları çam kesilirken
Ben bu saadeti kastediyorum.
Yadda kalmak acı verecek bana;
Koynunda yatınca mesûdum derken
Dayanamıyorum hasretine ben.
Dileğim; türâbım nasiptir sana! ..
Pendik; Bir seher vaktinde, 2005.