Şeb-i Arûs erenlerin gelin olduğu düğün
Bu düğünü bayramlara döndürürken Mevlânâ
'Kefeni nikab 'eyleme''' salarsa bir hevl_âna
'Lâ havle-ve-lâ kuvvete” çekilir her bir öğün
*Ârifler meçhûllerin her bir türlüsünü bilir*
Sırrına ittibâ eden kalb ehlinin düğünü
Sevdiğine kavuşulan bu Şeb-i Arûs günü
Esaretten kurtulunup azadlığa erilir
'Zillet ve horluktaki zevk evlâysa taçdârlıktan'
'Sevdiğini kavi seven gördüğünü tam gören'
Gönül ehli biline ki tıpkı bir yediveren
Sıtkıyla kopar dünyadan 'dışına yol aramaktan'
Ne gündüz dağdağasında sindi idi bu sırrım
Ne gece sessizliğine sızdırabildim O'nu
Öyle bir sır ki farşetmem gelse dünyanın sonu
Bu benim melâlim olan ibrâmî baht musirrım
*İnsanların hayırlısı insanlara yarayan
Sözün hayırlısı ise az ve öz olanıdır*
Diyen o mürşid-i kâmil kalblerin mihmanıdır
*Allah gönüllere bakar tene değil* ap ayan
*Sevgi ile acıların tadlaştığı* sır ile
Gönülleri yürekleri hasrederek sevgiye
*Sevgi ile padişahın kul* olduğu sergiye
Râm olarak tâbîlikmiş dünyadaki defile
Pendik; 18 Aralık 2006