Istanbul Kadersin Milletimize (*)
Dünyaya gelmişiz bir maksat için;
Rabbimin insana biçtiği biçim:
'Kâinatta benim rolüm ne? ” için!
Fıtrat eseri, bu bir sır Hilkat'tan,
Bu sırrı tefekkür ilk emri Hakk'tan! ..
Bu taksimde düşen ne hissemize,
Onun etrafında çıkarız yüze! ..
'Istanbul kadersin Milletimize! ..”
Hadisle müjdeli idin tâ baştan,
Peygamberimizle tâ 'Varoluştan! ”
Medeniyetlere beşik olmuşsun,
Bize hem mekân, hem eşik olmuşsun;
Ruhen müştâk millî kalbe dolmuşsun
Vatan sevgisiyle gönülde yatan,
Vatan hasretiyle heyecanlatan! ..
İlhâma bir sayfa açılmış Yurt'ta,
Bu ihlâsla duâ toplanır burçta;
Ümrâniye için ümrân ufukta! ..
Şiir yarışması vesîle Hakk'tan,
Gönüller ses verir kalbî kaynaktan! ..
Duayenlerinin yanında benim.
Yazarken çâr-nâ-çâr titrer kalemim;
Yine de bırakmaz, kavramış elim! ..
Sana eren gönül dirilir baştan;
Gönül sezisiyle yazılır destân! ..
Vatanda her gönül sana sevdalı,
Kara sevdalılar pek dağdağalı;
Dile getirirler hep bir ahvâli! ..
Benim de gönlümde bu histir yatan,
İlhâm bekliyorum her dem Allah'tan! ..
Gönül bağın her semt bir ömre değer,
Nazar eyler gönül, methiye söyler;
Hem içini dinler, hem gönül eyler! ..
Şairler çıkıp bu 'Aziz Toprak”`tan,
Duygu serdetmişler niyeti Hakk'tan! ..
Bir şafak vaktinde, bak! Salacak'ta
Der: 'bir arada' ve 'iki Araf'ta”;
Sûretine Elif Şafak dalıp ta! ..
Niyet etmiş işte, dilemiş Hakk'tan;
Proje düşünmüş, seçmiş murâdtan! .
Ve dökmüş içini samimiyetle
'Gönülden bağlı'lık hasbî hâliyle
Seslendiği kalbî_gönül diliyle
Dediği şekilde 'canı yaktırtan”! ..
'Varlığı_yokluğu' bilerek Hakk'tan
Ben de bu duyguyu tatmışım her dem;
Tatmak Istanbul'u saâdet, dem-dem! ..
Hizmet iştiyâkı yükselen erdem! ..
Göğüste gönüller hep coşaraktan
Sevgi-rikkat taşar her bir ocaktan
Necip Fazıl; Üstâd: 'Ana gibi yâr
Olmaz” ve 'Istanbul gibi de diyâr! ..”
Der; bu hisle Yahya Kemâl bahtiyâr! ..
Nurettin Özdemir de bir taraftan
Gönülden tasvirle, hem, coşaraktan;
Diyor ki: 'Istanbul bildiğin gibi…”
Lâkin, ne Istanbul, bildiğin gibi;
'Ne maviliğine de mavi” gibi..
Istanbul'um, sana kıyılmış çoktan! ..
Coğrafyan, ruhunla her bir kovuktan! ..
İstanbul'um! .. Sana nasıl kıydılar? ..
Örgülü yapına beton yığdılar…
Mavi sularına lâğım koydular! ..
Mülâhazatım o, ki: Gelir Hakk'tan
İmdat; korunmana senin, tuzaktan! ..
Sana duâlardan erişen hikmet
Hakk indinde mâkes bulmakta elbet;
Yeni nesillerde doğan muhabbet! ..
Tutarak yaşlı ve genç her bir baştan
Çıkılır yüz akı ile savaştan! ..
Taksimde, herkesin öz haddi kadar
Vazife kavliyle ruhları coşar;
Yükselirler başlar tâ Arşa kadar! ..
Bugün, daha elzem okumak Hakk'tan,
Ecdâdın sunduğu bu hak kaynaktan! ..
Sana karşı 'ödev” nâmütenâhi,
Ben kendimi buldum 'lisan penâhi”! ..
Ki; yanarım, bana mı kaldı? .. Sahi! ..
Bir ilhâmdır vahyin dili Allah'tan,
Kur'an Dili sende matvîdir Hakk'tan! ..
Ecdâdımdan kemâl rüknü seçtiğim,
Yahya Kemal'dense encam biçtiğim,
Anamın pâk sütü gibi içtiğim;
Istanbul'um, dilin, nasiptir Hakk'tan,
Ayırmasın bizi Hakk; ‘hakikat'`tan! ..
Cihanlara bedel bendeki yerin;
Kültürünle ahenk bulan bedenin,
Fıtratınla dilin müheyyâ senin! ..
Rehberdir Nebiîn dili fıtrattan,
Istanbul Türkçe'si kaynaktır Hakk'tan! ..
Hükmetmiştir İslâm hep cihânlara;
Nüfûz etmiş İslâm-Türk zamanlara,
Dili formül olmuş tüm fermanlara! ..
Hazırlanan ilm-el esas formattan,
‘Dil' yapılmış 'Kâmûs' ile Ser-Kat'tan! ..
Her bir millet için kâmûs nâmustur
İdrakiyle dile gelen bu düstûr;
Aklîselim için temel husustur! ..
Varlık sebebidir dil; tabiattan;
Yok olur bir millet 'dil' kopsa ‘halk'tan
İnkılâb‘devrim'le fevren devrildi;
Eserler yapıta devren çevrildi;
'şeref”se 'onur'la reddettirildi! ..
‘Good-by' geldi, 'selâm” gitti hayattan;
‘Etik' geldi, 'iffet” yok oldu çoktan! ..
‘Sel'-‘sal'lı lâkırdı muteber lehçe,
Fransız takısı; neresi Türkçe?
'Hayat'sa 'yaşam'mış; pek hayâsızca! ..
Şehrimi sel bassa çıkar bir arktan;
Türkçe'mi ‘sel' basar yıkılır alttan! ..
Sebep için 'neden? ” elzem suâldir,
'Sebep” diye ‘neden' demek muhâldir;
Korkarım ki, sonu pek izmihlâldir! ..
Maksat ne? Lisanı yıkmaya kast'tan..
Ürperirim her tür şerli maksattan! ..
Mevlâm'ın nuruyla titreştirdiği,
Ecdâdımın 'elif” elif seçdiği,
Melekler indinde Cennetleştiği
Istanbul'um; vâki her tahribattan,
İçim yanar sana gelen azaptan! ..
Halkımın İslâm'la özdeş vasatda,
Osmanlı gövdeli bu kadavrada
Ayığız bu sinsî muhasarada! ..
İslâm'a bu sinsi hor düşmanlıktan;
Vazgeçip demlensin ruh pişmanlıktan! ..
Ümit-vârız; elbet, Hakkın vâdı var;
Ki, bu miras, bize, Hakk'tan yadigâr;
Elbette gelecek yakında bahar! ..
Elbette, her şeyde tecelli Hakk'tan,
Neylerse güzeldir; Yüce Yaratan!
İntibâh görünür her-bir noktada,
Plânlanmış şükür büyük potada;
İşler erbâbında, doğru rotada! ..
Güneş üstümüze doğuyor Hakk'tan
Tecellîler sökün etti mihrâktan! ..
Bindokuzyüzotuz_üç tevellüdüm
Yarım asırdır ki sende yoğruldum
Istanbul'um, seni, ben, vatan buldum! ..
Bil ki; Istanbul'da atan şafaktan
Nur dolu o günler doğacak Hakk'tan! ..