Gül serinliğinde
ve kımıltısız kaldığında bile herşey
girdaplar uğrar
yıkık, dökük bu şehir yığılır
koynumuzda taşıdığımız sonbaharlara
yıllar var
dikenlerinden sıyrılamadığımız
hep camlardan baktığımız
çocukluktan kalmış resimler
anılar gibi
yineler saklarız keyifleri
uğursuzluk ve şaşkınlık
deli bir taydır peşimizde
aramızda uçsuz bucaklar açmak için
ellerinle didinirim
ellerinle kulaç atarım
ellerin uzun hava
karabasanlardır artık
vicdanları uykuya daldıran
ellerini ver
zamanda şeytan bedduası
ve zehirli sarmaşıklar
ver elini...