Güneş indi, çocuk akşamın artık.
beklemek: betona kıvrılan kedinin
soluması usul usul. kokuyu yitirmiş
karıncanın tırmanması ellerine. bahçeye
dökülen karanlığın kuşlara dadanması.
Ayak seslerinden yakalanan yazgı
yaklaşacak ağır ağır. ağustos böceklerinin
şaşıracak sesi. yel değirmenlerinden biçilmiş
çarmıhla görünecek baba, sokağın başında.
ışık yok artık.gözlükleri renk değiştirmeyecek.
'Sus!' diyecek ishak kuşu.birikmiş onca sözcük
varken, susacak adam. zamanla çözülecek
bir imge iliştirecek gülümsemesine. karınca,
kedi ve çocuk ellerinden tutacak yenilmişliğin.
mazot kokulu Don Kişot kapanacak düşlerine.
Radyo oyunlarından prova edilen hayat,
cümleler serpiştirecek boşluğa. avuç avuç
savrulan renkler ve cisimler uzak diyarların
imkansız yokluğuyla. babasının dizlerinde
zamanı ezberleyecek çocuk ve tükenişi…
Kedinin uykusuna çekilecek huzur üşüyerek.
soba sönecek ve karınca usulca ölümü bekleyecek.