Hiç yağmur yağmadı.
Beklenen hiçbir günde düşmedi rahmet.
Kuru bir ayaz olurdu sabahları.
Gün boyu dudak çatlatan,
Olağan üstü bir gün ışığı,
Sarıverirdi tüm doğayı.
Bazı bazı ağaçlıklara rastlardım.
Etrafı kısacık otlarla yamalı,
Yüzeysel bir acıdan parçalar gibi.
Kenarlarında eski yağmurlardan arta kalan,
Çamur kıvamlı su birikintileri.
Bu durgun şehir,
Bizim memleketin ücra köşelerindeki,
Uzağı uzağa bağlayan yollar gibi.
Bu şehir yalnızlığın çınlayan sesi.
Sadece kendi hasretine ağlayan,
Aslı yağız bir tenin efendisi.
Gözün görebileceği
En keskinliklerin hayat bulduğu,
İçi kor dışı karanlığın ulu gölgesi.
Burası benim mevsimim,
Benim dünyam.
Bu şehir:
Benim.