Kimi zaman
kimi zaman yırtık lastik
ayakabılarla yürümüşüm
eriyen kar sularında
sırtımda çantam
koltuk altında bir tezek
ıslanan çorabımı
sobada kurutmak için
erkenden okula gelirdim
ellimin sızısı yüreğime vururdu
ne paltom nede montum vardı
ama umutlarım hayelerim vardı
mutluydum düştüğümde tutaçak
sıçak bir el vardı biliyordum
daha arkadaşlık dostluk
kirlenmemişti o zaman
aynı kaderi paylaşıyorduk
umutlarımız kar kadar beyaz
dostluğumuz ayaz kadar keskindi